5 Şubat 2015 Perşembe

Kara Ekmek



Atv'de Cuma akşamları Kara Ekmek adında bir dizi yayınlanmaya başladı. Cumartesi akşamları da tekrarı oluyor. Cuma akşamı ayrı, Cumartesi akşamı ayrı seyrediyorum. İşte öyle renkli bir hayatım var. Lakin en azından Cuma akşamları diziyi kaydediyor, öyle izliyorum. Cumartesi akşamları tekrar olduğu için daha az reklam oluyor, o zaman kaydetmiyorum.

"Neden Kara Ekmek?" derseniz; annem, "Televizyonu kapat," dediğinde kumandayı elime aldığım an ekranda "1. Bölüm" yazısıyla karşılaştım. Sonra başroldeki kızın, "Teneke Çıkmazı'ndan kurtulup o ipek çarşaflı yataklarınıza giricem," diyen sesi duyuldu. Standartlarım yüksektir, bu kadarı bana yetti.

Bu hafta üçüncü bölümü yayınlacak diziyi şu şekilde özetleyebiliriz: manikürcü Asiye hamile olduğunu anlayınca önce çalıştığı kuaförü birbirine kattı ve oradan Haneke/esk bir tavırla ayrıldı. Yani; patronun paltosunun cebine kırık çay bardağı koydu, kadın da Piyanist'teki gibi elini kesti. Keşke öyle bir işim olsa da şu şekil ayrılsam dedirtti bana. Sonra sevgilisine hamile olduğunu söyledi, evlensinler istedi falan ama çocuk (muhtemelen içinde kontörü de olmayan) iPhone'unun taksidinin henüz bitmediğini söyleyerek kürtaj parasını kırışmayı teklif etti. Asiye telefonu kırdı. Haa, bir de sonra çocuğu bıçakladı Nikita Asiye.

Asiyeler'in gecekondularındaki durumu özetleyelim: yeni karısına çok düşkün, işportacı baba; bir genç kız, bir lösemi kız kardeş, bir elması eksik kötü kalpli üvey anne, onun küçük oğlu, yaşlı babaanne ve bir de özürlü bir delikanlı var ki Atv dizinin sayfasında oyuncunun adını yazmaya bile gerek görmemiş ve biraz ayıp etmiş adeta.

Asiye zengin bir çocuğun sevgilisini yanlışla uçurumdan ittiğini görüp olayı kayda alınca, kız da aşağıda tanınmayacak hale gelince hem sevgililerin kavga etmek için uçurum kenarları yerine daha güvenli yerleri tercih etmesinin önemi anlaşıldı, hem de Asiye kızın yerine geçti ve rotayı oradan zengin çocuğun yalısına çevirdi.

Yalı dedin mi benim için akan sular durur. Yalı, köşkle bir mi? Yaprak Dökümü'ndeki köşkü görmüştük, tiyatro dekoru gibiydi. Sonra her dizide olduğu gibi dominant karaktere yine bir dekorasyon hırsı gelmişti de biraz değişmişti. Bakın canım Beren Saat bile yalı olmadı mı pek oynamıyor. Hoş, oynamasın da zaten; zengin rolleri, dönem dizilerini, filmlerini daha çok yakıştırıyorum ona. Neyse, bu yalıda da bambaşka bir hayat var. Bilahare açarım, şimdi yazı fazla uzamasın.

Gerisi modern Cinderella. Asiye yalıda belli ki yol, yöntem öğrenecek. Ağır abi gibi ters yapma lanlı lunlu, bak koçumlu konuşmaları bir nebze bırakacak. Ölmediğini anlayan üvey anne ona şantaj yapacak falan filan. Kastlar arası aşk yaşanacak. Hadi bakalım, güzel dizi valla. Yazarım yine.