2 Mart 2015 Pazartesi

New York Times makaleleri

En merak ettiğim konulardaki NYT makalelerini bile okuyamıyorum ve açıkçası bana ilgimi en çok çeken konulardaki makaleleri bile okumayı eziyet haline getiren NYT'a şaşırıyorum. Amerikan entelektüeli herhalde çok sabırlı; ben değilim. Yani hem Türk enteli değilim, hem sabırlı değilim.

Bu makaleleri okuyamadıkça beni en çok şaşırtan şey beklediğim üzere kelime hazinemin yetmemesi, dilin ağdalı gelmesi olmadı. Aksine, iki senedir takip ettiğim bu makaleleri dil açısından oldukça sade ve anlaşılır buldum. Öyleyse ne? Makaleler öyle uzun ki içim kıyılıyor. Belki aslında makale uzun bir şeydir de, biz kendi gazetelerimizden alışkın değilizdir; bilmiyorum. Öyle uzun uzun okumaya sabrım, isteğim, vaktim yok. Ve bence bu devirde bu konuda çok da yalnız değilim.

Sonra aşırı detaylı, bol tasvirli. Öyle ki sadede çok zor geliniyor. Biriyle röportaj mı yapıyorlar? Adeta kelimelerle fotoğrafını çekiyorlar. 1700'lerde yaşamıyoruz ki, buna gerek var mı? Tasvirler Victor Hugo romanı gibi bitmek bilmiyor. Bu sabah büyük hevesle Elizabeth Moss ile ilgili bir makaleyi/röportajı okumaya niyetlenmiştim; kadının odasının ne renk/ne sıcak/ne nemli/sandviçinin neli olduğunu aşamadım ve makaleye şöyle bir göz gezdirip kapattım.

Bugüne kadar sebat edip de okuduğum tek makale şu oldu çünkü Hunt of the Dragon serisindeki duvar halıları için ölüyorum bitiyorum ve halıların fotoğraflanmasında iki matematikçinin oynadığı rolü çok merak ediyordum.